İş için İspanya'da kaldım bir süre. Ofiste 2 Fransız, 3 İspanyol, 2 Kolombiyalı ve bendik. Sadece iki kişi İngilizce konuşabiliyordu, ben de İspanyolcayı pek bilmiyordum o zaman. İlk gün tanışma faslından sonra Fransızlardan biri "Aşağıya sigara içmeye gelir misin" dedi, 2 Fransız sigara içmeye iniyorlardı. Ben de "Sigara içmiyorum, teşekkürler" dedim. Arkamdan bir Fransız diğerine "O Türk. Sigara, içki içmez. Zaten kıyafetlerini de buradan almıştır" tarzı bir şey söylemiş ve sonradan bu düşüncesini tüm ofisle de paylaşmış. İlk bir ay "Merhaba", "Yarın görüşürüz" dışında kimse benimle konuşmadı, sadece Kolombiyalılar çok yakın davrandılar ama onlarla da dil sorunumuz olduğu için zor anlaştık. O ay oldukça yalnız geçti benim için. Skype'tan, oradan buradan İstanbul'daki arkadaşlarımla konuştum ve İspanyolca çalıştım derdimi anlatabilmek için. Bir ay gibi bir süre sonra tüm ofis pizzacıya gidiyormuş, ben duydum diye isteksiz isteksiz beni de çağırdılar. Yalnızlık ve sıkıntıdan gururun zerresi kalmamıştı zaten, atladım teklife. Hoşnut olmadıkları suratlarından belliydi. Akşam pizzacıda ilk köpüklü şarap söylendi, ben de istedim. "Sen alışkın değilsin, çarpar" dediler. Ben de "Niye çarpsın" dedim. "İlk defa içmiyor musun" diye sordular, öyle olmadığını anlayınca çok şaşırdılar. O gece çok şey sordular "Müslüman olmayınca Türkiye'de oluyor mu", "Deveyle mi okula gidiyorsun", "Kocanın kaçıncı eşi olacaksın", "Bu kıyafetleri Türkiye'den almış olamazsın" ile geceyi geçirdikten sonra benimle konuşmaya başladılar. Eğer içki içmiyor olsaydım herhangi bir sebepten (ki ateist bir arkadaşımın alkol allerjisi var ki ne fark eder), kalan diğer aylar da yalnız geçecekti. O geceden sonra benimle normal normal konuşmaya başladı insanlar. Yine de arada unutup daldırıp "Onun içinde domuz var" diye lokmayı ağzıma götürürken uyarılar yaptılar arada.
Aynı şekilde evde de yan odada evli İspanyol-Kolombiyalı bir çift vardı, bir de Alman bir adam. Alman adam giderken "İlk başta çok korkmuştum Türk olduğun için. Elinle yemek yiyeceksin sandım, ortalığı pisletip iğrenç şarkıları yüksek sesle dinleyeceğini sandım" demişti.
Sadece bir iki kişi Türkiye'den olduğumu öğrenince "Oooo, İstanbul, Kapadokya, Antalya" falan dedi.
Oradaki öğrenciler pek bu sorunu yaşamadılar. Doğrudan her girdiği ortama kabul edildiler ama çalışan olarak gidince bunlarla karşılaştım.
0